19 Ekim 2011 Çarşamba

HİTİTLER’DEKİ BAZI UZUNLUK VEAĞIRLIK ÖLÇÜLERİ


HİTİTLER’DEKİ BAZI UZUNLUK VEAĞIRLIK ÖLÇÜLERİ
       (Uğur YANAR ,Boğazköy Metinleri Üzerine Seminer, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001)
                Anadolu platosu bir bakıma Rusya steplerinin devamıdır ve iklimi serttir. Kış ayların da kuzeyden esen sert rüzgarlar şiddetli kar yağmasına neden olur ve kısa ama tatlı bir bahardan  sonra yaz ayların da ülke azalmak bilmeyen bir güneşle kavrulur. Yağmur bulutları Toroslar’ın eteklerin de yada Karadeniz boyunca uzanan dağlar da toprağa dökülür. Dolayısıyla Anadolu Platosu sıcaktan kavrulan bir bozkırdır ve sadece nehir vadilerinde insanın yerleşebilmesi  için yeterince su ve barınak bulunabilir. Çıplak uçsuz bucaksız ovada saatlerce aniden yüzlerce metre aşağıda yol boyunca gördüğünüze benzer kıvrımlı tepelerin oluşturduğu bir manzarayı arkasına alan, suyu bol bir vadi karşınıza çıkıncaya kadar gidebilirsiniz. Hititler’in kendilerine yurt edindikleri bölgede, Delice Irmağı’nın kuzeyine doğru  sayısız ırmak ve vadi vardır ve özenle ekilip biçilmiştir. Fakat yüksek kısımlar da ağaçların bulunmayışı dikkat çeker ve sert rüzgarların etkisine karşı korunaksızdır.
                Hitit döneminde iklim muhtemelen  daha yumuşaktı. İnsanların büyük ölçüde, şimdilerde olduğu gibi tarımla uğraştığı metinlerce doğrulanmaktadır. Hitit toplumunun doğası hakkındaki  ana kaynağımız olan kanun kütüğünden ekonominin tamamıyla tarıma dayandığı anlaşılmaktadır. Tarla listeleri, tapu kayıtları ve oldukça büyük oldukları açıkça anlaşılan monümental yapıların demirbaş listeleri de elimiz de mevcuttur.
                M.Ö. XIX. Yüzyıldaki  Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait tabletler muhtemelen bu uluslar arası ticaret hakkına oldukça  güvenilir bilgiler vermektedir. Çünkü Asurlular  sadece Asur ve Anadolu arasında gidip gelen aracıydı. Anadolu’dan elde edilen metaller özellikle bakır, ihraç edilip karşılığında Mezopotamya’dan dokunmuş kumaş ve kalay alınırdı. Bu nedenle kalay Hitit Kralığı’nın doğusunda bir yerden elde edilmiş ve Asurlular  aracılığıyla Anadolu’ya getirilmiş olmalıdır. Kafkas bölgesindeki  kalay yatakları doğrudan kanallar yoluyla ulaşılabilir oluyordu. Hatta bir kalay kaynağı yakın zamanlar da Anadolu Platosu üzerindeki Niğde yakınlarında tespit edilmiştir. Daha önemlisi bir dini metin de tesadüfen görüyoruz ki, bakır Alašiįa’dan, yani Kıbrıs’tan getirilmektedir.  Eski dünyanın en zengin bakır madeni  Kıbrıs’ta bulunmaktaydı. Acaba bu, Anadolu bakır ocaklarının gittikçe tükendiği anlamına mı geliyordu? Eğer Alašiįa yabancı bir ülkeydiyse, bu anlama gelecektir. Fakat Hitit kralı Arnuvanda’nın Alašiįa’nın, imparatorluğun  bir eyaleti değildiyse bile, en azından nüfuz alanı içinde olduğunu iddia ettiğini hatırlatmak gerekir. Eğer Alašiįa imparatorluk sınırları içinde sadece yeni bir ek bakır madeni kaynağıydıysa, bu bakırın gümüş karşısında ucuz oluşunun bir sebebi olacaktır. ( 1 mina bakır ¼ šekel  gümüş) ihraçtan fazla miktarda vardı kii Hitit öncesi dönemde olduğu gibi, ihraç edebiliyorlardı. Buna rağmen elimizde ister metin olsun ister kazı sonucu  elde edilen diğer bilgiler olsun Hititler’in birbirleriyle ve komşu ülkelerle ticari ilişkilerine dair pek az delil vardır.
                Hititler’in yazı sitilini Babil Uygarlığın’dan  alışı gibi gümüşün para olarak kullanılması, ağırlık ve uzunluk birimlerinde Mezopotamya da kullanılan isimleri kullanmaları, Hitit Uygarlığı’nın doğulu komşularına borçlu oldukları bir başka yeniliğin örneğidir.
                Hititler’in kullandıkları uzunluk ve ağırlık birimlerini şu şekilde aşağıda sıralamak mümkün olacaktır.
                SU.SI:Hititçe ismi kullulupa-  dır. Hititçe kullulupa şeklide okunan ve sadece Hitit İmparatorluk çağında kullanıldığı anlaşılan ve genişlik ölçmek için kullanılan parmak uzunluğunda ağaç parçasıydı.
                   UPNU: Bu Akadogram, el yada yumruk anlamına gelmektedir. Bu da uzunluk ölçmek için, šekan’ın bir alt birimi olarak kullanılıyordu. Bu ölçü birimi Hitit İmparatorluk çağından itibaren kullanılmaya başlıyor ve Hititçe nasıl ifade edildiği bilinmiyor.
                Šekan:  Bu ölçü biriminin gerek kelime anlamı gerekse etimolojisi  ve de  kütlesel değeri yada ifadesi bilinmiyor. Ancak uzunluk ölçmek için kullanıldığı anlaşılıyor.
                UTU: Karışla ifade edilen bir uzunluk ölçme birimidir. Bu Akadogram şu ana kadar  bulunan Boğazköy arşivinde sadece üç yerde kullanılmıştır.
                SIG.KUS/KUS.SIG: Bu Sümerogramların bir araya gelişi Mezopotamya’da söz konusu olmamakla birlikte C.-G. Brandenstein, (MVAG 46/2, 1943) 46-47’de SIG.KUS’un manasını açıklarken aşağı yukarı 40 cm olabileceğini ifade etmektedir. Laroche ise RHA 10/51 (1949/1950) 21-23’de ve Güterbock, K. Bittel’in anı kitabında  206-207 UTU’nun yani bir karışın yarısıolabileceğini şüpheli olarak söylemekteler. Kısca bu birim uzunluk ölçmek için kullanılıyordu.
                ḫaštai-: Tam olarak çevrilememesine rağmen bacak kemiği olduğu anlaşılan bir uzunluk ölçüsü birimidir.
                gipeššar-: Büyük olasılıkla AMMATU’ya benzemektedir. Manası ve etimolojisi kesin olmamasına  rağmen bir arşın olarak ifade edilebilir. O’da aşağı yukarı 50cm’ye denk gelmektedir.
                AMMATU: Bir arşındır. Aşağı yukarı 50cm’dir. Bu şekliyle Hititçe metinlerde sadece iki kez geçmektedir.
                KUS: Bir arşındır. Aşağı yukarı 50cm’dir. U işareti ile yazılmıştır. Ekseriyetle 2-U,4-U,… ikinci, dördüncü,…v.s. olmalıdır. Ve bunlar metinlerden yararlanılarak kanıtlanmıştır.
                Gerek  gipešša, gerek AMMATU ve gerekse de KUS aşağı yukarı aynı birimleri ifade etmektedir.
                IKU: Eski Hitit Devri’nden beri kullanılan IKU = 1 IKU 30 AMMATU aşağı yukarı 15m’dir(?) Hitit İmparatorluk Çağına ait bazı mitolojik metinler içerisindeki zor verilerden görüp öğrendiğimiz kare ölçü birimidir. Kapunu ve gipeššar arasında düzenlenmiş bir ölçü birimidir.
                UMBIN: Çivi anlamına gelmekte ve sadece üç yerde geçen bir uzunluk ölçüsü birimidir.
                DANNA: 1 DANNA’nın yaklaşık olarak 100 IKU = aşağı yukarı 1500m(?) geldiğini görmekteyiz. Buda diğer yukarıda belirttiğimiz, birimler gibi uzunluk ölçüsü birimidir.
                Kapunu-: Bu kelimenin anlamı, etimolojisi ve değeri bilinmemesine karşın gipeššar  ve IKU’nun bir alt birimi olduğunu söyleyebiliriz.
                Naḫ(ḫa)ši-/naḫzi-: Eski Hitit Devrin’den Geç Hitit Devrine kadar kullanıldığı yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Bu kelime naḫ(ḫa)ši-/naḫzi- = 2 tarna- eşitliğini vermekte ve yazılı belgelerden Hurrice kökenli olabileceği düşünülmektedir.
                BAN/SUTU: Mezopotamya da kullanılan bir ölçü birimi olmasına rağmen Hititçe’de de aynı şekilde yani BAN ve SUTU işaretlerinin bir araya gelişi ile yazılıyor.
                PARISU: Boğazköy dışında sadece Alalaḫ’tan biliniyor. E.Neu, Hurritische (1988)’de bu kelimenin Hurrice parizzate-‘den gelen bir isim olduğunu kanıtlamıştır.
                Zipaddani-:zipaddani için nasıl bir ölçü birimi ve neyin alt birimi olduğunu şu an için söylemek mümkün değildir.
                Vakšur-: Sadece sıvı ve akıcı şeylerin ölçümünde kullanıldığı  ve Eski Hitit Devrinde kullanılan birim olduğunu görmekteyiz.
                Duddu-: Bir ağırlık ölçüsü birimidir. KUB 16, 16 Rs. 4 (CTH 570) de ½ BAN 1 vakšur 1 duddu I.NUN aşağı yukarı 51 litredir.
                Ağırlık birimleri için genellikle Hititçe de kankuųar şeklinde yazılarak ifade edildiğini görmekteyiz. Sümerce de ise KI.LA.(BI) ( tartmak) şeklinde yazılıyordu. Šekel (GIN) ve mina (MA.NA) Hititçede çok sık kullanılmaktadır. Mezopotamya ‘da  60 šekel 1 MANA  gelirken Hititler ’de  40 šekel 1 MANA gelmekteydi.
                MANA:Genellikle Sümerce MANA şeklinde yazılmakta ve Eski Hitit Dönemin’den itibaren sıkça kullanılan bir ağırlık birimidir.
                GUN: Eski Hitit Dönemi’nde talent şeklinde ifade edilen bir ağırlık birimidir.
                Genellikle Babil ve Asur’dan alınan ölçü ve tartı birimleri için Mezopotamya terminolojisi kullanılmıştır. Ancak bunun içerisinde Hititçe ve Hurrice isimleri de kullanılmıştır. Ölçü birimlerinde genellikle insan vücudunun bir bölümü baz alınmış yada sık kullanılan bir takım eşyalar ölçü alınarak ayarlanmış bir sistem oluşmaktadır. Ağırlık birimleri içinse yine yakından tanıdıkları kaplar baz alınıyor ancak bunun dışında daha  bağımsız ağırlık ölçüleri birimleride kullanılıyordu.
SEÇME BİBLİYOGRAFYA
Friedrich,J., Hethitisches  Wörterbuch, Heidelberg (1952)
Gurney, O.R., Hititler, çev.:P.Arpaçay,Ankara(2001)
Hout, Von den T., Masse und Gewichte, Reallexiconder  Assyriologie und Vorderasiatischen Archaologie, sy. 517-530, Berlin-New york (1990)
Ifrah, G., Rakamların Evrensel Tarihi, cilt II-III çev.:K.Dinçer,Ankara(1996)
Kınal,F.,Eski Anadolu Tarihi, Ankara (1991)
Önen,Y.-Şanbey,C.Z.,Almanca-Türkçe Sözlük, TDK yayınları, Ankara(1993)

30 Eylül 2011 Cuma

HİTİTLERİN ANADOLU’YA GELİŞLERİ HAKKINDA BAZI DÜŞÜNCELER



HİTİTLERİN ANADOLU’YA GELİŞLERİ HAKKINDA BAZI DÜŞÜNCELER
(Uğur YANAR ,Boğazköy Metinleri Üzerine Seminer, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001)
                                                                                                                                            Uğur YANAR
                Anadolu yarımadasının bugün için bilinen en eski adı “Hatti Ülkesi”idi. İlk defa Mezopotamya yazılı kaynaklarında, Akad sülalesi döneminde (M.Ö.2350-2150) kullanılan bu adlandırma, M.Ö. 7. yüz yıl Asur kaynaklarında görüldüğü üzere, M.Ö. 630 tarihlerine değin süregelmiştir. Böylece Anadolu, en aşağı 1500 yıl boyunca Hatti Ülkesi olarak tanındı.
                Hititlerin izlerine ilk önce Neša’da yani bugünkü Kültepe’de rastlamaktayız. Sedat Alp, Kültepe’nin Asurca metinlerdeki Anadolu şahıs adlarının “ala”,”ili” ve “ula” biçimindeki takıların Hattice “al”,”il” ve “ul” eklerinin Hitit diline uygulanmış şekilleri olduğunu belirtmiş ve böylece Hititlerin Kültepe II tabakasında  yani  19. yüzyılda yaşadıklarını ortaya koymuştur. Sedat Alp, bundan başka  daha önce Güterbock tarafından öne sürülen Neša=Kaniš varsayımını yeni delillerle pekiştirmiştir.  Böylece Asurlu tüccarların  tabletlerinde Kaniš olarak bilinen kentin Boğazköy’ün aşağıda göreceğimiz yazılı belgelerinde Neša olarak adlandırılan yerleşme ile bir olduğunu saptamıştır. Nitekim  yeni bulunan bir Boğazköy metninde  Sedat Alp’in bu görüşü doğrulanmıştır. Heinrich Otten’e göre bu taktirde Kaniš’in başındaki Ka’nın Hattice bir ön ek olması gerekmektedir. Bununla birlikte  Güterbock’un önerdiği üzere  belki de Kaneš yada Kneš sözcüğündeki “Kn” İngilizce de knee, knife da olduğu gibi “k”harfi okunmuyordu. Nitekim Latincedeki nosco sözcüğünün gnosco kökünden gelişi de bu okunuş önerisine uyan bir örnektir. Neša’nın bir Hitit kenti olduğunu açıklayan daha başka belirtiler de vardır. Örneğin Kültepe’de bulunan Asurca bir metinde görülen iki sözcüktür ki  bunlar gece kalınacak yer anlamına gelen  išpatalu ( Hititçe išpant=gece) ve anlaşma,yada mukavele demek olan išḫiuli ( Hititçe išḫiul=anlaşma)sözcükleridir. Anitta metnin de bulunan šiušummi, yani ”bizimtanrımız” anlamına gelen sözcük Kaniš’teki bir tanrının adıdır. Oysa bu sözcük  Hititçe bir appellativum olan šiu’dan yani Hititçe tanrı sözünden oluşmaktadır.  Kuššara kralı Anitta Kaniš’te bir tapınak yaptırmıştır.  Hititler Nešice konuştuklarını söylediklerine göre Neša adlı bu kentte yani bugün Kültepe adı ile anılan höyük üzerinde  o zaman Hititçe konuşuluyordu demektir.
                Kültepe’de, Alişar’da ve Boğazköy’de  Asur tüccarlarına ait yerleşmelerde  bulunan çivi yazılı Asurca metinler den tanıdığımız ve adına, Kültepe höyüğün de bulunmuş bronz bir hançer üzerinde rastladığımız kral Anitta bugün için Hitit siyasal tarihinin en eski yazılı belgesinin yazarıdır. Boğazköy’ de bulunan bir metin paleografi yönünden yani yazısının şekli yönünden belki de daha geç döneme ait bir kopyadır. Ancak belge Heinrich Otten’in belirttiğine göre  dil bakımından I. Ḫattušili’nin vasiyetnamesinden de eski olup bugün için Hitit dilinde yazılmış en eski yazılı belgedir.
                Anitta’dan sonraki dönemlerde Hitit kralları Kuššara’lı  adam soyundan gelmiş olmakla övündüklerini tarihi metinlerin giriş kısmından okumaktayız. Bu suretle Kuššara sülalesinin Hitit kavimlerinden olduğuna şüphe kalmıyor. Hititlerin düşünüldüğü gibi savaş yoluyla Anadolu’ya birden bire geldikleri değil de aksine barış içinde köklü ve yavaş yavaş etkin  hale geldiklerinin en güzel ispatı Prof. Dr. Emin Bilgiç’in , Kapadokya Metinlerinde Geçen Yerli Appellatifler ve Bunların eski Anadolu Dilleri İçerisindeki Yeri, Ankara 1953 buçalışmasında  derlenen ve Kapadokya metinlerinde geçen yerli adlar bulmuş olmasına bağlıyoruz. Bunun arkasından Koloni Devri sonuna doğru Kuššara kralı Anitta bütün şehirleri bir bir zaptediyor ve Anadolu birliğini kurmaya başlıyor. Kendisini krallar kralı ilan ederek Anadolu da Orta Anadolu merkezli olmak üzere yerli bir devlet kuruyor.
                Asur ticaret Kolonileri Çağında Anadolu gevşek bir siyasal dokuya sahip ve henüz güçlü bir merkezi otoritenin var olmadığını görmekteyiz. En yaygın mevcut dil Asurlu tüccarların belgelerinde kullanmış oldukları  Asurca’nın eski lehçesidir. Bu noktanın Anadolu için önemi bilinmektedir. Bunula birlikte bu dilin Anadolu’da yerel krallar arasında da kullanıldığını  ve geçerli dil olduğunu kanıtlamaktadır. Daha sonraysa bu dil Anadolu’dan silinmiş ve yerini  merkezi otoritenin sağlanması ile Hititçe’ye bırakmıştır. Asur Ticaret Kolonileri  Çağı’na ait yazılı vesikaların içerisinde Asurca olmayan birçok teknik terim ve kelime geçer ki bunların bazıları kök bakımından  Hitit diline bağlanabilmektedir.
                Hititoloji sahasında çalışan bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu Hititlerin Anadolu’nun yerli bir kavimi olmadıkları görüşündedirler. Ancak göç tarihleri ve hangi yolu izleyerek Anadolu’ya girdikleri konusunda kesinleşmiş herhangi bir ipucu ele geçmemiştir. Anadolu’ya  a) Truva ve Boğazlar üzerinden  b) Karadeniz kıyılarından deniz yoluyla Orta Karadeniz’e ve oradan daha iç kısımlara geldikleri yönünde  c) Kafkaslar’dan Mezopotamya’ya  ve oradan da Orta Anadolu’ya geçerek Kızılırmak kavsi içine yerleştikleri yönündeki ifadeler bugün hala tartışma konusudur. Bu arkeolojik verilerden hangisinin daha doğru olduğunu kanıtlayacak sağlam ip uçları ortaya konabilmiş değildir. 1) Ferdinand Sommer, Boğazlar üzerinden geldiğini savunmakta, nedeni ise şuna bağlamaktadır. Truva kazılarında bulunan seramiklerin Hitit seramiklerine benzemesi ve bunların Hititlere ait olabileceği yönündeki  düşüncelerdir. Hititler  Anadolu’da merkezi otoriteyi  sağlayarak bir devlet kurduktan sonra II Tutḫalįa’nın seferleri sonucunda bu yöreye savaş yoluyla  ulaşmışlardır. Bu Truva VII ve VIII’e rastlamaktadır. Ancak bulunan seramiklerin Truva VI ve öncesinde bulunmuş olmasıdır. 2) Bahadır Alkım ise İkiztepe kazılarında bulunmuş olan II. Binyıl seramiklerine dayanarak Hititler’in Orta Karadeniz üzerinden iç kısımlara geldikleri yönündedir. 3) Bu görüş Kurt Bittel tarafından ortaya atılmış ve savunulmuştur. Bu da Kafkaslar üzerinden Derbent Geçidi’ni kullanarak  geldikleri yönündedir. Bu düşüncenin nedenini ise Ruslar’ın  Kafkas kazılarında bulmuş oldukları II. Binyıla isabet eden Hitit seramikleri bulmuş olmalarıdır. Ayrıca Ekrem Akurgal’e göre; Anadolu’ya gelen kavimler  daha sonra geldikleri yöne gitmektedir. Hititler’in de baştan beri Mezopotamya etkileri göstermeleri ve büyük krallık çöktükten sonra güneyde oturan Luviler’in ve büyük bir olasılıkla Orta Anadolu’daki Nešiler’in, Suriye yörelerine dönmeleri  İndo-Avrupalılar’ın asıl yırtları olan kuzey bölgelerinden Anadolu’ya doğudan yani Kafkaslar’dan gelerek  Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uzunca bir süre kaldıklarına sonra Orta Anadolu’ya  yerleştiklerine işaret etmektedir.   Ayrıca son zamanlarda acaba Hititler Anadolu’nun yerli halkı mıydı? Sorusu gündeme gelmekte ve bu fikir bilim dünyasında diğer savlar arasında yerinin almaktadır. Önder Bilgi ve Charles Burney, coğrafi verilere dayanarak Hititler’in Orta Karadeniz’de neolitik dönemden beri yaşadıkları yönünde fikirlerini açıklamışlardır. Bütün bu görüşlerin yanı sıra Hititler’in yerli oldukları ve İndo-Avrupalı kavimlerin kökeninin Anadolu olabileceği düşünülebilir  ve bu şöyle açıklanabilir: I Labarna’nın  yıllıklarında yazdıkları şu ifade dikkat çekicidir.(KBo X 2) Metnin ilgili kısımlarının çevirisi şöyledir.
                Puranti Irmağını benden önce hiç kimse geçmemişti. Ben büyük kral onu yaya olarak geçtim. Ordularımda benim ardımdan yaya olarak geçtiler. Akadlı Sargon onu geçip Ḫaḫḫa ordusunu yenmişti. Ama Ḫaḫḫa’ya kötülük yapmamıştı. Şehri  ateşe vermemiş, dumanı gökyüzünü tutmamıştı. Tanrılara yükseltememişti…..”
                Burada Sargon ismi dikkat çekicidir ki söz konusu olan bu Sargon Šartamḫari metninde ( Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Anadolu’daki beyliklerin bazılarının Asurlu tüccarlara ticaret iznivermemesi üzerine söz konusu tüccarların Sargon’a bu durumu şikayet etmekteler  ve bunun üzerine Anadolu’daki beylikler  ile Akad’lı Sargon’un bir savaşa tutuşması  söz konusudur. Šartamḫari metni bu olayı anlatmaktadır.) geçen ve Anadolu beyleriyle savaşa tutuşan kralın kendisidir.  Sargon ile I. Labarna arasında aşağı yukarı  700 yıllık bir zaman dilimi vardır ki bu çok önemli ve oldukça uzun bir süreç içermektedir. Hititler’in bu denli köklü ve ciddi bir tarih bilincinde olması söz konusu kralın Eski Hitit Krallığı’nın ilk krallarından birisi olması başka bir deyişle  Hitit Devleti’nin asıl kurucusu sayılması (H.Otten’e göre I. Labarna = I. Ḫattušili) Hititler’in iddia edildiği gibi II. Bin yılbaşlarında Anadolu’ya gelmiş olmaları fikrini kabul edilemez olarak görmemizi sağlamalıdır. Çünkü biliyoruz ki tarih yazıcılığı Hititler’de çok önemli bir yer tutar ve bunun yanı sıra diğer devletlerin Hititler’e nazaran tarih bilinçlerinin daha zayıf olması ve I.Labarna’nın kendisinden 700 yıl önce Sargon’un Puranti  Irmağı’nı geçmiş olduğunu bilmesi ve bu süreçte kesintisiz olarak kendisine kadar hiç kimsenin geçmemiş olduğu ifadesini kullanması hayli dikkat çekicidir. Bu noktada Hititler’in Anadolu’ya II. Binyılın başlarında  göç ettikleri  fikri kabul edilemez görülmektedir. Belki Önder Bilgi’nin 1997 yılında yapılan III. Uluslar arası Hititoloji Kongresi’nde belirttiği Hititler’in Anadolu’nun yerli bir kavmi olması fikrini destekler durumdadır. Yine de Önder Bilgi’nin sundukları dışında yani Anadolu’nun yerli  halkı olmalarının dışında eğer göç yoluyla Anadolu’ya gelmiş olmaları söz konusuysa bunun II. Binyılı başlarında değil de en azından Akad’lı Sargon’un Anadolu’ya yaptığı bu söz konusu seferini Anadolu’da görecek kadar uzun bir zaman önce gelmiş olabilecekleri  düşünülebilir  ama yine de son olarak Hititler’in Anadolu’nun yerli halkı olması olasılığı fikrini kuvvetlendirmektedir.
SEÇME BİBLİYOGRAFYA
Akurgal,E.,  Anadolu Uygarlıkları, İstanbul (1995)
Akurgal,E., Hatti ve Hitit Uygarlıkları, İstanbul (1995)
Alkım,B., Anatolia, Geneve (1968)
Alp,S., Kaniš=Neša=Niša, Erken Hitit Çağı’nın Bir Başkenti, Belleten 27, Ankara (1963)
Bilgi,Ö., M.Ö. II. Binde Orta Karadeniz Bölgesi, III Hititoloji Kongresi Bildirileri, Ankara (1998)
Bilgiç,E., Kapadokya Metinlerinde Geçen Yerli Appellatifler ve Bunların Eski Anadolu Dilleri İçerisindeki Yeri, Ankara (153)
Bittel,K., Les Hittites, L’Unıvers des Formes, Paris (1976)
Burney,C., Hurrians and Proto-Indo-Europeans, Studies in Honor of Tahsin Özgüç, Ankara (1989)
Dinçol, A., Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, cilt I. Görsel Yayınları, İstanbul (1982)
Durch,F.,  Troja (Ilion), İstanbul [t.y.]
Keilschrifttexten aus Bogazköi, X, Leipzig/Berlin
Sommer,F., Hethiter und Hethitisch, Stuttgart (1947)
Otten, H., “Die Hethitischen ‘Königslisten’ und Die Altorientalische chronologie”,MDOG 81, Berlin (1951)

23 Eylül 2011 Cuma

HİTİTOLOJİ: Sauskamuva Antlaşması

HİTİTOLOJİ: Sauskamuva Antlaşması: Šauškamuṷa Antlaşması: IV Tutḫaliįa ile Amurru kralı Šauškamuṷa arasındadır. İki nüsha ele geçmiştir....

BOĞAZKÖY ÇİVİ YAZILI METİNLERİNDE GEÇEN ESKİ HİTİT DEVRİ YERLEŞİM YERLERİ HAKKINDA ELDE EDİLEN BİLGİLER

acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/229/518.pdf

Sauskamuva Antlaşması


Šauškamuṷa Antlaşması: IV Tutḫaliįa ile Amurru kralı Šauškamuṷa arasındadır. İki nüsha ele geçmiştir.
A nüshası son düzenlemeye göre
A : KUB XXIII 1+37+XXX1 43+670/v+720v+93w
B : KUBVIII 82+1198/u+1436/u+Bo 69/821
A.Götze,OLZ (Orientalische Literaturzeitung ) Berlin-Leipzig 1929 Sy.832 vd.
F.Sommer, AU ( Die Ahhijava-Urkunden ) München 1932 Sy.320-327
O.Saemerenyi, OA ( Oriens  Antiqous ) Budapeşt  1945 Sy. 113 vd.
H.Otten-C.Kühne, StBoT  16  ( Der  Šaušqamuṷa Vertrag) 1971
A nüshası  II sütunlu bir tablettir. Yazı, metnin sol kenarına kadar taşmaktadır. Üzerinde bir çok silinti, düzeltme ibareleri olduğu için bazı bilim adamları tarafından (Sommer, AU) Haklı olarak müsvette olarak nitelendirmiştir.
B nüshası tek sütunlu bir tablettir. Bu tabletin sadece sağ üst köşesi elimize geçmiştir. …/u,…/v numaraları ile envanteri yapılan fragmanlar, 1962 yılında Winckler ve Macridi tarafından yapılan eski kazıların döküntüleri  arasında, büyük tapınağın doğu mahzeninin önünde bulundu. Antlaşma metni  I. Sütun 1-7 satırları arasında sülale sırası konusunda önemli bilgiler vermektedir. Aynı zamanda tarihi bilgileri de ihtiva etmektedir. Bu metnin önemini daha da artırmaktadır.
Amurru: Kuzey Suriye’de Lübnan’ın kuzeyindedir. Amurru ülkesi daima Hititlilerle Mısırlılar arasında savaş konusu olmuştur.
En eski Amurru Kralı Abdi-Aširta’dır. Hitit’de çağdaşı III. Tutḫaliįa’dır.
Oğlu Aziru Hitit’de çağdaşı I. Šuppiluliuma’dır.
Oğlu Duppi-Tešup Hitit’de çağdaşı II. Muršili’dir.
B/Pentešina (ZAG.ŠEŠ-na) Hitit’de çağdaşı III. Ḫattušili’dir.
Oğlu ᵐᴰIŠTAR-muṷa’nın Hitit’de çağdaşı IV Tutḫaliįa’dır.
KURᴵᴰŠeḫa : Hitit merkezinin güneyinde veya batısındadır.
M.Garstang, Index of Hittite Names ,London 1923 [Klikya’da Saros(Seyhan)]
A.Götze; Kleinasien, 1957  [Maindros/Büyük Menderes/Frigya ve Karya]
E.Laroche, Les Noms des Hittite [Maindros/Büyük Menderes/Frigya ve Karya]
G.Gurney, Geography of the Hittite Empire, London 1959 [Misya/Kalkos(Bakırçay)]
McQueen, 1968 [Misya/Makestos (Simavçay)]

A KUB XXIII 1 Vs. I-II Rs. III-IV

Vs. I
1             [                 ᶬTu-ut-Ϧa-li-i]a LUGAL.GAL
2             [              ᵈUT]U URU A-ri-in-[na]
3             [      KUR ᵁᴿᵁ Ϧ]a-at-ti UR.S[AG]
4
5
6             [      ᶬT]u-ut-Ϧa-li-įa  L[UGAL.GAL]
7             [LUGAL KUR ᵁᴿᵁ Ḫ]a-at-ti UR.SAG [         ]
8             [tu-uk ᵐIŠT]AR-mu-u-ųa-an ᴰUTUᵟ[ᴵ ŠU-ta AS_BAT]
9             [nu-ud-du-za ᴸ]ᵁḪA_DA_A_NU i-įa-n[(u-un)] KUB VIII 82
10           [(nu-ut-ta iš)]-Ϧi-ú-la-aš  ku-it [tup-pί
11           [i-įa-nu-un] nu-kán tup-pί-aš [
12           [le-e ųa-aϦ]-nu-ší
13           [                     ]KURᵁᴿᵁA-mur-ra  Ú[-UL (IŠ_TU ᴳᴵᵟT)]UKUL
14           [ŠA KURᵁᴿᵁḪa-)]at-ti  tar-aḫ-ḫa[-an]  e-eš-ta
15           [                    ku-ṷ]a-pί  IT_TI  A_BI  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ
16           [ᵐŠu-up-pί-lu]-li-[(u-m)a] I_NA  KURᵁᴿᵁḪa-at-ti
17           [                                           ]KUR  KUR ᴴᴵ·ᴬ   ᵁᴿᵁA-mur-ra  nu-u-ṷa
18           [ku-u-ru-u]r  e-eš-ta  ÌRᴹᴱᵟŠA  LUGAL  Ḫur-ri-at
19           [                  ]nu-uš-ši  ᵐ[A-]zi-ra-aš  QA_TAM_MA
20           [(pa-aḫ-ḫa-aš-t)]a-at  IŠ[(_T)]U               ᴳᴵᵟTUKUL-ma-an-za-an
21           [Ú_UL  tar]-aḫ-ta  nu[ᵐA-]zi-ra-aš  A_BA_A_BI_KA
22           [ᵐŠu-up-pί-]lu-li-u-ma-an AŠ_ŠUM  EN_UT_TA  PAP-aš-ta[       ]
23           [KURᵁᴿᵁḪa-a]t-ti-įa   pa-aḫ-ḫa-aš-ta
24           kat-ta-įa  ᵐMu-ur-ši-li-in  AŠ_ŠUM  EN_UT_TA
25           pa-aḫ-ḫa-aš-ta  KURᵁᴿᵁḪa-at-ti-įa  ni-aš-ta
26           nu IT_TI  KURᵁᴿᵁḪa-at-ti  Ú_UL  ku-it-ki
27           ṷa-aš-ta-š
28           GIM-an-ma  ᵐNIR.GÁL-iš ŠEŠ  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ
29           LUGAL-iz-zi-at  nu-uš-ši  LÚᴹᴱᴽ KURᵁᴿᵁA-mur-ra
30           IGI-an-da  ṷa-aš-te-er  nu-uš-ši a-pa-a-at
31           ṷa-a-tar-na-aḫ-ḫi-ir  a-aš-ši-įa-an-na-aš-ṷa-an-na-aš
32           ÌRᴹᴱᴽ e-šu-en  ki-nu-un-ma-ṷa-tu-za  Ú_UL  ÌRᴹᴱᴽ
33           na-at-kán  A_NA  LUGAL  KURᵁᴿᵁMi-iz-za-ri-i  EGIR-pa-an-da
34           ti-i-e-er  nu  ŠEŠ A_BI  ᴰUTUᵟᴵ  ᵐNIR.GÁL-iš
35           LUGAL  KURᵁᴿᵁMi-iz-za-ri-įa  A_NA  LÚᴹᴱᴽKUR A-mur-ra
36           še-er  za-aḫ-ḫi-ir  na-an-za-an  ᵐNIR.GÁL-iš
37           tar-aḫ-ta  KURᵁᴿᵁA-mur-ri-įa  IŠ_TU  ᴳᴵᴽTUKUL
38           ar-ḫa  ḫar-ga-nu-ut  na-at-za  ÌR-na-ah-ta
39           nu  I_NA KURᵁᴿᵁA-mur-ri  ᵐŠa-pί-li-in  LUGAL-un  DÙ-at
40           GIM-an-ma-za                 ᵐNIR.GÁL-iš ŠEŠ  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ
41           DINGIRᴸᴵᴹ-iš  ki-ša-at  nu  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ
42           ᵐḪa-at-tu-ši-li-iš  LUGAL-iz-zi-at
43           nu  ᵐŠa-pί-li-in  ar-ḫa  ti-it-ta-nu-ut
44           ᵐPί-en-te-ši-na-an  A_BU_KA  I_NA  KUR  A-mur-ri
45           LUGAL-un  DÙ-at  nu  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ  PAP-aš-ta
46           KURᵁᴿᵁKÙ.BABBAR-ti-įa  pa-aḫ-ḫa-aš-ta
47           nu IT_TI  KURᵁᴿᵁKÙ.BABBAR-ti  Ú_UL  ku-it-ki
48           ṷa-aš-ta-aš
Vs. II
1             [nu-ut-t]a  LUGAL.GAL  tu-uk  ᴰIŠTAR_A.A-an  ŠU-ta  AṢ_BAT
2             [nu-ud-d]u-za  ᴸᵁḪA_DA_A_NU  DÙ-nu-un  nu-ut-ta  NIN_ḽA  DAM-an
3             pί-iḫ-ḫu-un  nu-ut-ta  I_NA  KURᵁᴿᵁA-mur-ri  LUGAL-un  DÙ-nu-un
4             nu  AŠ_ŠUM  EN-UT_TI  ᴰUTUᵟᴵ  PAP-ši  kat-ta-įa  DUMUᴹᴱᴽ DUMU.DUMUᴹᴱᴽ
5             NUMUN ŠA  ᴰUTUᵟᴵ   AŠ_ŠUM  EN_UT_TI  PAP_ši
6             ta-ma-i-za  EN_UT_TA  li-e  i-la-li[-ia-ši
7             ka-a-aš-ta  me-mi-aš  ŠA_PAL  NI_EŠ  DINGIRᴸᴵᴹ  ki-it-ta-ru
8             tu-uk-ma-za [ᵐ]ᴰIŠTAR_A.A-an  ᴸᵁḪA_DA_A_NU  ku-it  DÙ-nu-un
9             nu  ᴰUTUᵟᴵ    AŠ_Š[UM  E]N_UT_TI  pa-aḫ-ši  kat-ta-įa  DUMUᴹᴱᴽ DUMU.DUMUᴹᴱᴽ
10           NUMUN  ŠA  ᴰUTUᵟᴵ    AŠ_ŠUM  EN_UT_TI  pa-aḫ-ši  ŠEŠ ᴴᴵ·ᴬ ᴰUTUᵟᴵ -ma
11           ku-i-e-eš  [š]a-ku-ṷa-šar-ru-uš  DUMUᴹᴱᴽ  ᴽᴬᴸ·ᴹᴱᴽI_ŠAR_TI-įa  ku-i-e-[eš]
12           ŠA  A_BI  ᴰUTUᵟᴵ  nam-ma-įa  ku-it  ta-ma-i  NUMUN  LUGAL_UT_[TI]
13           ᴸᵁ·ᴹᴱᴽPa-aḫ-ḫur-ši-iš-ta ku-i-e-eš  nu-za  a-pί-įa
14           AŠ_ŠUM  EN_UT_TI  li-e  ku-in-ki   i-la-li-įa-ši
15           Š[A  ᵐM]a-aš-tu-ri  i-ṷa-ar  li-e  i-įa-ši
16           [ᵐM]a-aš-tu-ri-iš  ku-iš   LUGAL  KUR  ᴵᴰŠe-e-ḫa  e-eš-ta
17           na-an  ᵐNIR.GÁL-iš  da-a-aš  na-an-za-an  ᴸᵁḪA_DA_A_NU  DÙ-at
18           nu-uš-ši  ᶠDINGIRᴹᴱᴽ_IR  NIN_ŠU  DAM-an-ni  pί-eš-ta
19           na-at  I_NA  KUR  ᴵᴰŠe-e-ḫa  LUGAL-un  i-įa-at
20           GIM-an-ma-za   ᵐNIR.GÁL-iš   DINGIRᴸᴵᴹ-iš  k[i-ša-at]
21           nu-mu  ᵐÚR-ḫi-ᴰ<U>-up-aš  DUMU  ᵐNIR.GÁL  LUGAL-iz[-zi-at]
22           [                 ]x  A_NA   ᵐÚR-ḫi-ᴰU-up  LUGAL-iz-na-tar  ar-ḫa  ME-aš
23
24           [ᵐMa-aš-d]u-ri-iš-ma-kán  ku-pί-įa-[ti-in  ku-up-ta]
25           └na-an ┘ da-at-ta  ku-iš  ᵐ NIR.GÁL[-iš
26           ᴸᵁḪA_DA_A_NU-į[a-a]n  ku-iš  DÙ-at  nu [nam-ma  a-pί-el  DUMU_ŠU
27           ᵐÚR-ḫi-ᴰU-up -an  Ú_UL  pa-aḫ-ḫa-aš[-ta
28           nu-kán  ɤɤ  ku-pί-įa-ti-in  ɤɤ  ku-up-ta  na-aš  A_NA  A_BI_IA  EGIR-an  ti-įa-at[
29           ᴸᵁpa-aḫ-ḫur-ši-in-pát  pa-aḫ-ḫa-aš-ḫi  ᴸᵁpa-ḫur-ši-įa-aš-ma-ṷa DUMU-x ku-it DÙ-mi nu  zi-iq-qa          ku-at-qa
30           ŠA  ᵐMa-aš-tu-ri  i-ṷa-ar  i-įa-ši
31           nu  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ ku-iš-ki  na-aš-ma  A_NA  DUMUᴹᴱᴽ DUMU.DUMUᴹᴱᴽ
32           [NUMU]N  ŠA  ᴰUTUᵟᴵ  ú-ṷa-i  ku-iš-ki  ú-da-i
33           zi-ik-ma  ma-a-an  ᵐᴰIŠTAR-A.A-aš
34           QA_DU DAM <ᴹ>ᴱᴽ_KA  DUMUᴹᴱᴽ_KA  ÉRINᴹᴱᴽ_KA  ANŠE.KUR.RAᴹᴱᴽ_KA 
35           ša-ku-ṷa-šar-ri-i└t┘ └ZI┘-it  Ú_UL  ṷa-ar-iš-ša-at-ta
36           nu-uš-ši  QA_DU  DAM[ᴹᴱᴽ_KA  D]UMU ᴹᴱ[ᴽ_K]A  še-ir  Ú_UL  ak-ti
37           ne-it-ta  ŠA_PAL  NI_E[Š  DINGIR ᴸ]ᴵᴹ  GAR-ru
38
39           ᴰUTUᵟᴵ  AŠ_ŠUM   EN_UT_TI  pa-aḫ-ši  kat-ta[-įa  N]UMUN ŠA  [ᴰUTUᵟᴵ
40           AŠ_ŠUM   EN_UT_TI  pa-aḫ-ši  ta-ma-i[(-)
41           AŠ_ŠUM   EN_UT_TI  li-e  i-la-li[-ia-ši
42           ma-a-an-na-kán  I_NA KURᵁᴿᵁ
43           ša-ra-a  ıš-pár-za-zi[
44           nu-kán  pa-ra-a  li-e[
45           KUR.KA  ṷa-ar  i[š-
46           nu  A_NA   ᴰUTUᵟ[ᴵ
47           A_NA   ᴰUTUᵟᴵ  [
48           nu  ma-a[-an
49           ma-a[-
Rs III
1             [
2             [
3             nu  x[
4             ki-iš-t[a  (-)
5             ŠA_PAL    NI_┌EŠ  DINGIR┐ᴸᴵᴹ
6             A_NA  ᴸᵁ·ᴹᴱᴽ ᵁᴿᵁḪa-at-ti-įa[
7             an-da  ú-e-ri-at-ta-at [
8             nu-ut-ták-kán  ma-a-an LÚᵁᴿᵁḪa-at-t[i(-)
9             an-da  ta-me-ik-zi  na-aš-šu   ŠEŠ.LUG[AL
10           na-aš-ma  DUMU.LUGAL  na-<aš->ma  BE_LU  na-aš-ma  EGIR-iz-z[i-iš
11           ḫa-an-te-iz-zi-iš  ÙKU-aš
12           nu-ut-ták-kán  ŠA  ᴰUTUᵟᴵ  ku-it-ki
13           ɤɤ  ku-ug-gur-įa-u-ṷa-ar   EGIR-pa  an-da  ú-da-i
14           na-aš-ma-ták-kán  ᴰUTUᵟᴵ  ku-it-ki
15           ḪUL-an-ni  kat-ta  ma-ni-įa-aḫ-zi
16           nu-kán INIM-an   A_NA  ᴰUTUᵟᴵ  li-e
17           ša-[an-n]a-at-ti  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ -an me-mi
18           nu  [ka-a-aš] me-mi-aš  ŠA_PAL  NI_EŠ  DINGIR  GAR-ru
19           [AŠ_ŠUM E]N_UT_TI  pa-aḫ-ši
20           [LUGAL-iz]-za-na-tar
21           [                z]-i[k]-za  LUGAL  ᵁᴿᵁKÙ.BABBAR-ti  [e-eš]
Rs. IV
1             LUGALᴹᴱᴽ-įa-mu  ku-i-e-eš  ᴸᵁMI_IḪ[_RU_T]I [
2             LUGAL ᵁᴿᵁMi-iz-ri-i  LUGAL  KUR  Ka-ra-an-du-ni-aš
3             LUGAL  KUR  Aš-šur  LUGAL  KUR  Aḫ-ḫi-įa-u-ṷa-įa
4             ma-a-an  LUGAL  KUR Mi-iz-ri-i  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ  ták-šu-ul
5             tu-uq-qa-aš  ták-šu-ul  e-eš-du
6             ma-a-an-ma-a-aš  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ  ku-ru-ur
7             tu-uq-qa-aš  ku-ru-ur  e-eš-du
8             ma-a-an-na  LUGAL  KUR  Ka-ra-an-du-ni-aš
9             A-NA  ᴰUTUᵟᴵ  ták-šu-ul                tu-uq-qa-aš
10           ták-šu-ul  e-eš-du  ma-a-an-ma-aš  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ 
11           ku-ru-ur  tu-uq-qa-aš  ku-ru-ur  e-eš-du
12           LUGAL  KUR  Aš-šur  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ  GIM-an  ku-ru-ur
13           tu-uq-qa-aš  QA_TAM_MA  ku-ru-ur  e-eš-du
14           tu-el-kán  ᴸᵁDAM.GÀR  ŠÀ  KUR Aš-šur  li-e
15           pa-iz-zi a-pί-el-ma-kán  ᴸᵁDAM.GÀR
16           ŠA  KUR.KA  li-e  tar-na-at-ti
17           KUR.KA-aš-kán  iš-tar-na   ar-ha  li-e  pa-iz-zi
18           ma-a-an-ma-aš-ták-kán  ŠÀ  KUR.KA-ma  ú-iz-zi  na-an  an-da  e-ep na-an  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ   ar-ha
up-pί  ka-a-aš-ta  INIM-aš  GAM  [NI_EŠ  DINGIRᴸᴵᴹ  GAR-ru]
19           ᴰUTUᵟᴵ   ku-it  LUGAL  KUR Aš-šur  ku-ru-ra-an-ni  da-aḫ-ḫu-un  nu-un  ᴰUTUᵟᴵ   GIM-an KARAŠ ANŠE.KUR.RA x[     ] x i-įa-ši
20           ɤɤ  ti-eš-ša-še-ki[ši]  A_NA  ᴰUTUᵟᴵ-įa-aš  GIM-an ɤɤ  ḫu-u-ta-aš  ɤɤ  ú-pa-ḫi-li-eš-ša tu-uq-qa-aš QA_TAM[_MA
21           ɤɤ  ḫu-u-ta-aš  ɤɤ  [ú]-pa-ḫi-li-eš-ša  e-eš-du  nu-un  KARAŠ  ANŠE.KUR.RA  ša-ku-ṷa-aš-ša-ri-it Z[I-it
22           ɤɤ  ti-eš-ša-eš-ki  ka-a-aš-ta  INIM-aš  GAM  NI_EŠ  DINGIRᴸᴵᴹ  GAR-ru
23           [ŠA  KUR Aḫ-ḫi-]įa-u-ṷa-aš-ši  ᴳᴵᴽMÁ  pa-a-u-an-zi  l[i-e
24           [                          ]x  pa-ra-a-ma-aš-kán  ku-ṷa-pί  na-a-[
25           [                          ]xxx  DINGIRᴸᵁᴹ  ŠA  KURᵀᴵ_K[A
26           [                               ]x É.[GA]L ᴸᴵᴹ  x[