HİTİTLER’DEKİ BAZI UZUNLUK VEAĞIRLIK ÖLÇÜLERİ
(Uğur YANAR ,Boğazköy Metinleri Üzerine Seminer, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001)
Anadolu platosu bir bakıma Rusya steplerinin devamıdır ve iklimi serttir. Kış ayların da kuzeyden esen sert rüzgarlar şiddetli kar yağmasına neden olur ve kısa ama tatlı bir bahardan sonra yaz ayların da ülke azalmak bilmeyen bir güneşle kavrulur. Yağmur bulutları Toroslar’ın eteklerin de yada Karadeniz boyunca uzanan dağlar da toprağa dökülür. Dolayısıyla Anadolu Platosu sıcaktan kavrulan bir bozkırdır ve sadece nehir vadilerinde insanın yerleşebilmesi için yeterince su ve barınak bulunabilir. Çıplak uçsuz bucaksız ovada saatlerce aniden yüzlerce metre aşağıda yol boyunca gördüğünüze benzer kıvrımlı tepelerin oluşturduğu bir manzarayı arkasına alan, suyu bol bir vadi karşınıza çıkıncaya kadar gidebilirsiniz. Hititler’in kendilerine yurt edindikleri bölgede, Delice Irmağı’nın kuzeyine doğru sayısız ırmak ve vadi vardır ve özenle ekilip biçilmiştir. Fakat yüksek kısımlar da ağaçların bulunmayışı dikkat çeker ve sert rüzgarların etkisine karşı korunaksızdır.
Hitit döneminde iklim muhtemelen daha yumuşaktı. İnsanların büyük ölçüde, şimdilerde olduğu gibi tarımla uğraştığı metinlerce doğrulanmaktadır. Hitit toplumunun doğası hakkındaki ana kaynağımız olan kanun kütüğünden ekonominin tamamıyla tarıma dayandığı anlaşılmaktadır. Tarla listeleri, tapu kayıtları ve oldukça büyük oldukları açıkça anlaşılan monümental yapıların demirbaş listeleri de elimiz de mevcuttur.
M.Ö. XIX. Yüzyıldaki Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait tabletler muhtemelen bu uluslar arası ticaret hakkına oldukça güvenilir bilgiler vermektedir. Çünkü Asurlular sadece Asur ve Anadolu arasında gidip gelen aracıydı. Anadolu’dan elde edilen metaller özellikle bakır, ihraç edilip karşılığında Mezopotamya’dan dokunmuş kumaş ve kalay alınırdı. Bu nedenle kalay Hitit Kralığı’nın doğusunda bir yerden elde edilmiş ve Asurlular aracılığıyla Anadolu’ya getirilmiş olmalıdır. Kafkas bölgesindeki kalay yatakları doğrudan kanallar yoluyla ulaşılabilir oluyordu. Hatta bir kalay kaynağı yakın zamanlar da Anadolu Platosu üzerindeki Niğde yakınlarında tespit edilmiştir. Daha önemlisi bir dini metin de tesadüfen görüyoruz ki, bakır Alašiįa’dan, yani Kıbrıs’tan getirilmektedir. Eski dünyanın en zengin bakır madeni Kıbrıs’ta bulunmaktaydı. Acaba bu, Anadolu bakır ocaklarının gittikçe tükendiği anlamına mı geliyordu? Eğer Alašiįa yabancı bir ülkeydiyse, bu anlama gelecektir. Fakat Hitit kralı Arnuvanda’nın Alašiįa’nın, imparatorluğun bir eyaleti değildiyse bile, en azından nüfuz alanı içinde olduğunu iddia ettiğini hatırlatmak gerekir. Eğer Alašiįa imparatorluk sınırları içinde sadece yeni bir ek bakır madeni kaynağıydıysa, bu bakırın gümüş karşısında ucuz oluşunun bir sebebi olacaktır. ( 1 mina bakır ¼ šekel gümüş) ihraçtan fazla miktarda vardı kii Hitit öncesi dönemde olduğu gibi, ihraç edebiliyorlardı. Buna rağmen elimizde ister metin olsun ister kazı sonucu elde edilen diğer bilgiler olsun Hititler’in birbirleriyle ve komşu ülkelerle ticari ilişkilerine dair pek az delil vardır.
Hititler’in yazı sitilini Babil Uygarlığın’dan alışı gibi gümüşün para olarak kullanılması, ağırlık ve uzunluk birimlerinde Mezopotamya da kullanılan isimleri kullanmaları, Hitit Uygarlığı’nın doğulu komşularına borçlu oldukları bir başka yeniliğin örneğidir.
Hititler’in kullandıkları uzunluk ve ağırlık birimlerini şu şekilde aşağıda sıralamak mümkün olacaktır.
SU.SI:Hititçe ismi kullulupa- dır. Hititçe kullulupa şeklide okunan ve sadece Hitit İmparatorluk çağında kullanıldığı anlaşılan ve genişlik ölçmek için kullanılan parmak uzunluğunda ağaç parçasıydı.
UPNU: Bu Akadogram, el yada yumruk anlamına gelmektedir. Bu da uzunluk ölçmek için, šekan’ın bir alt birimi olarak kullanılıyordu. Bu ölçü birimi Hitit İmparatorluk çağından itibaren kullanılmaya başlıyor ve Hititçe nasıl ifade edildiği bilinmiyor.
Šekan: Bu ölçü biriminin gerek kelime anlamı gerekse etimolojisi ve de kütlesel değeri yada ifadesi bilinmiyor. Ancak uzunluk ölçmek için kullanıldığı anlaşılıyor.
UTU: Karışla ifade edilen bir uzunluk ölçme birimidir. Bu Akadogram şu ana kadar bulunan Boğazköy arşivinde sadece üç yerde kullanılmıştır.
SIG.KUS/KUS.SIG: Bu Sümerogramların bir araya gelişi Mezopotamya’da söz konusu olmamakla birlikte C.-G. Brandenstein, (MVAG 46/2, 1943) 46-47’de SIG.KUS’un manasını açıklarken aşağı yukarı 40 cm olabileceğini ifade etmektedir. Laroche ise RHA 10/51 (1949/1950) 21-23’de ve Güterbock, K. Bittel’in anı kitabında 206-207 UTU’nun yani bir karışın yarısıolabileceğini şüpheli olarak söylemekteler. Kısca bu birim uzunluk ölçmek için kullanılıyordu.
ḫaštai-: Tam olarak çevrilememesine rağmen bacak kemiği olduğu anlaşılan bir uzunluk ölçüsü birimidir.
gipeššar-: Büyük olasılıkla AMMATU’ya benzemektedir. Manası ve etimolojisi kesin olmamasına rağmen bir arşın olarak ifade edilebilir. O’da aşağı yukarı 50cm’ye denk gelmektedir.
AMMATU: Bir arşındır. Aşağı yukarı 50cm’dir. Bu şekliyle Hititçe metinlerde sadece iki kez geçmektedir.
KUS: Bir arşındır. Aşağı yukarı 50cm’dir. U işareti ile yazılmıştır. Ekseriyetle 2-U,4-U,… ikinci, dördüncü,…v.s. olmalıdır. Ve bunlar metinlerden yararlanılarak kanıtlanmıştır.
Gerek gipešša, gerek AMMATU ve gerekse de KUS aşağı yukarı aynı birimleri ifade etmektedir.
IKU: Eski Hitit Devri’nden beri kullanılan IKU = 1 IKU 30 AMMATU aşağı yukarı 15m’dir(?) Hitit İmparatorluk Çağına ait bazı mitolojik metinler içerisindeki zor verilerden görüp öğrendiğimiz kare ölçü birimidir. Kapunu ve gipeššar arasında düzenlenmiş bir ölçü birimidir.
UMBIN: Çivi anlamına gelmekte ve sadece üç yerde geçen bir uzunluk ölçüsü birimidir.
DANNA: 1 DANNA’nın yaklaşık olarak 100 IKU = aşağı yukarı 1500m(?) geldiğini görmekteyiz. Buda diğer yukarıda belirttiğimiz, birimler gibi uzunluk ölçüsü birimidir.
Kapunu-: Bu kelimenin anlamı, etimolojisi ve değeri bilinmemesine karşın gipeššar ve IKU’nun bir alt birimi olduğunu söyleyebiliriz.
Naḫ(ḫa)ši-/naḫzi-: Eski Hitit Devrin’den Geç Hitit Devrine kadar kullanıldığı yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Bu kelime naḫ(ḫa)ši-/naḫzi- = 2 tarna- eşitliğini vermekte ve yazılı belgelerden Hurrice kökenli olabileceği düşünülmektedir.
BAN/SUTU: Mezopotamya da kullanılan bir ölçü birimi olmasına rağmen Hititçe’de de aynı şekilde yani BAN ve SUTU işaretlerinin bir araya gelişi ile yazılıyor.
PARISU: Boğazköy dışında sadece Alalaḫ’tan biliniyor. E.Neu, Hurritische (1988)’de bu kelimenin Hurrice parizzate-‘den gelen bir isim olduğunu kanıtlamıştır.
Zipaddani-:zipaddani için nasıl bir ölçü birimi ve neyin alt birimi olduğunu şu an için söylemek mümkün değildir.
Vakšur-: Sadece sıvı ve akıcı şeylerin ölçümünde kullanıldığı ve Eski Hitit Devrinde kullanılan birim olduğunu görmekteyiz.
Duddu-: Bir ağırlık ölçüsü birimidir. KUB 16, 16 Rs. 4 (CTH 570) de ½ BAN 1 vakšur 1 duddu I.NUN aşağı yukarı 51 litredir.
Ağırlık birimleri için genellikle Hititçe de kankuųar şeklinde yazılarak ifade edildiğini görmekteyiz. Sümerce de ise KI.LA.(BI) ( tartmak) şeklinde yazılıyordu. Šekel (GIN) ve mina (MA.NA) Hititçede çok sık kullanılmaktadır. Mezopotamya ‘da 60 šekel 1 MANA gelirken Hititler ’de 40 šekel 1 MANA gelmekteydi.
MANA:Genellikle Sümerce MANA şeklinde yazılmakta ve Eski Hitit Dönemin’den itibaren sıkça kullanılan bir ağırlık birimidir.
GUN: Eski Hitit Dönemi’nde talent şeklinde ifade edilen bir ağırlık birimidir.
Genellikle Babil ve Asur’dan alınan ölçü ve tartı birimleri için Mezopotamya terminolojisi kullanılmıştır. Ancak bunun içerisinde Hititçe ve Hurrice isimleri de kullanılmıştır. Ölçü birimlerinde genellikle insan vücudunun bir bölümü baz alınmış yada sık kullanılan bir takım eşyalar ölçü alınarak ayarlanmış bir sistem oluşmaktadır. Ağırlık birimleri içinse yine yakından tanıdıkları kaplar baz alınıyor ancak bunun dışında daha bağımsız ağırlık ölçüleri birimleride kullanılıyordu.
SEÇME BİBLİYOGRAFYA
Friedrich,J., Hethitisches Wörterbuch, Heidelberg (1952)
Gurney, O.R., Hititler, çev.:P.Arpaçay,Ankara(2001)
Hout, Von den T., Masse und Gewichte, Reallexiconder Assyriologie und Vorderasiatischen Archaologie, sy. 517-530, Berlin-New york (1990)
Ifrah, G., Rakamların Evrensel Tarihi, cilt II-III çev.:K.Dinçer,Ankara(1996)
Kınal,F.,Eski Anadolu Tarihi, Ankara (1991)
Önen,Y.-Şanbey,C.Z.,Almanca-Türkçe Sözlük, TDK yayınları, Ankara(1993)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder